Ayvayı yemek, olumsuz bir durumla karşı karşıya olmayı anlatır.
Oysa biliyoruz ki ayva, soğuk kış günlerinde ilaç yerine önerilen bir nimet...
Öyleyse ayvayı yemenin olumsuzluğu nereden kaynaklanıyor, diyeceksiniz?
Derler ki, adamın biri, hırsızlık amacıyla sahipsiz bir eve girmiş. Orayı karıştırmış, burayı yoklamış evde çalınmaya değer bir şey bulamamış...
Derken yorulmuş, karnı açıkmış adamın... Bari dolaba bakayım da, yiyecek bir şeyler bulayım diye aklından geçirmiş... Gitmiş dolabı açmış, bakmış ki, ayvadan başka yiyecek bir şey yok! Bir bıçak almış, ayvayı soyup dilimlemeye başlamış.
Tam da bu sırada, komşuların ihbarı üzerine polisler, sahipsiz evi basmış!
Adam derdest edilip götürülmüş, mahkemeye çıkarılmış.
Hırsızlık sanığı mahkemede, olup biteni içtenlikle anlatmış: “Ev bomboştu, demiş. Çalacak bir şey yoktu. Karnımı doyurmak için ancak bir ayva bulabildim, onu soyarken polisler geldi.”
Yargıç ifadenin burasında sormuş:
“Ayvayı yedin mi?”
“Evet,” demiş sanık. “Bir dilim ağzıma atmıştım ki...”
“Tamam,” demiş yargıç. “Ayvayı yememiş olsaydın, cezadan kurtulabilirdin... Ancak ayvayı yediğin için, suç fiilini işlemiş sayılıyorsun! Ceza alacaksın...”
Yalanı yanlışı varsa, günahı, söyleyenlerin boynuna; ayvayı yedik sözü o günden sonra bir deyim haline gelmiş.
EDİP CANSEVER’İN
MEY SEVERLİĞİ
Yıl, 1984. Robert Koleji edebiyat öğretmenlerinden Adil İzci, öğrencileriyle birlikte yayımladığı “Çağrı” dergisinde bir de şiir yarışması düzenlemişti. Yarışmaya yalnızca bu okulun öğrencileri katılabiliyordu.
Şiir değerlendirme kurulunda ünlü üç şairden başka iki edebiyat öğretmeni, iki de edebiyat öğrencisi yer alıyordu. Şairler, Turgut Uyar, Edip Cansever ve Cevat Çapan’dı. Turgut Uyar, kurula başkanlık ediyordu.
Bir cumartesi sabahı okulda toplanan kurul üyeleri, sıkı bir değerlendirmeden sonra dereceye giren şiirleri belirlemişlerdi.
Kurulun çalışması bittiğinde saatler öğleni gösteriyordu. Bu keyifli toplantının ardından, ev sahibi öğretmen ve öğrenciler, şair konuklarını, ikramlarda bulunmak üzere başka bir salona aldılar.
İkram masasında kuru pasta, meşrubat ve çay hazırlanmıştı.
Edebiyat öğretmeni Adil İzci, ev sahibi inceliğiyle konuklardan Edip Cansever’e sordu:
- Size ne ikram edelim Efendim?
Meşrubat ya da çay anlamında sormuştu bunu Hoca. Ama Edip Cansever, başka bir seçenek umuyordu.
- Rakı yok mu? diye sordu.
Okul kantininde ne rakı, ne de rakı kadehi bulmak mümkündü. Okulun yakınlarında içki alınabilecek herhangi bir market de yoktu.
Birden kendini güç durumda hissetti İzci.
Hocasının zor durumda kaldığını gören, jüri üyesi öğrencilerden Değer Yalaza hemen atıldı.
- Ben bulabilirim Hocam!
Hocasının, nereden, nasıl bulursun diye sormasını beklemeden hızla çıkıp gitti delikanlı.
Aradan yirmi dakika kadar bir süre geçmişti ki, elindeki gazeteye sarılı rakı şişesiyle, alı al, moru mor kapıda göründü Değer Yalaza. (Ünlü çevirmen Nihal Yalaza’nın torunu.) Eve kadar koşarak gitmiş, babasının dolaptaki rakısıyla birkaç kadehi kaptığı gibi gerisin geriye koşturmuştu. Böylece hem hayranı olduğu Edip Cansever’in isteğini yerine getirmiş, hem de öğretmenini düştüğü zor durumdan kurtarmıştı!
Edip Cansever rakısını susuz ve mezesiz içiyor, dubleyi de biraz fazla tutuyordu.
Yorum yazarak Yeni Malatya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Malatya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Malatya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Malatya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeni Malatya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Malatya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeni Malatya Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeni Malatya Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.